Haramiler ~ Mavi Duvar (sözleri)

Опубликовано: 24 Ноябрь 2020
на канале: moondla'lk
8,755
146

~Mavi Duvar Hikayesi

Şarkıyı yazan genç ve yine kendisi gibi doktor olan kız arkadaşı; tatillerinin bir bölümünü geçirmek üzere, delikanlının Ayvalık'taki yazlığına gitmeye karar verirler ancak kızın biraz daha işi olduğundan, delikanlıya önceden gitmesini ve onu yazlıkta beklemesini ister…

Delikanlı yazlığına gider ve sevgilisini beklemeye başlar… Ancak sevgilisi gelmez merak etmeye başlar… Evini arar ama sevgilisinin yola çıktığını söylerler kendisine… Ve acı haber akşam saatlerinde gelir! Kız; yolda kendi arabasıyla kaza yapıp ölmüştür…

Delikanlı habere inanamaz… Koşarak sahile iner…

Acı acı söver rüzgara...


Duvarları maviye boyadım, maviyi çok seversin
Pencerende menekşeler dizili, sularken şarkı söylersin

Gramofonda eski alaturka, hoşuna gider bilirim
O yaz evinin içinde, denize nazır
Sabaha kadar bekledim seni

Birden dalgalar dedi ki, gelmeyeceksin
Dalgalar dedi ki, gelmeyeceksin

Birden çıktım viraneden, koşa koşa indim kumsala
Acı acı sövdüm sonra, yüzümü kırbaçlayan rüzgara

Birden çıktım viraneden, koşa koşa indim kumsala
Acı acı sövdüm sonra, yüzümü kırbaçlayan rüzgara

Acı acı sövdüm sonra, yüzümü kırbaçlayan rüzgara
Acı acı sövdüm sonra, yüzümü kırbaçlayan rüzgara




En belirgin hikaye üsttekidir fakat başka rivayetlerde bulunmaktadır.




Ekşisözlükte bulduğum bir yazı;

Deniz kenarındaki eski püskü bir evde yaşayan kötürüm bir balıkçı varmış. ara sıra hala balığa çıkabiliyormuş ama ev işlerini yapmakta zorlandığından kendisine bir yardımcı tutmuş.
yardımcısı kendisinden genç, çok neşeli hayat dolu bir kadınmış. balıkçıyla çok ilgilenmiş, eski püskü evi temizlemiş ve her yere menekşeler ekmiş. işi olmasa bile her gün menekşeleri sulamaya geliyormuş, gel zaman git zaman kadın balıkçıya aşık olmuş, balıkçı da ona. kadının en sevdiği renk maviymiş, balıkçı kadının doğum günü için evin duvarlarını da maviye boyamış.

havanın çok güzel, denizin çok durgun olduğu bir gün balıkçı balığa çıkmak istemiş ama sevgilisinin içinde çok kötü bir his varmış, gitmemesi için balıkçıya yalvarmış ama hava o kadar güzelmiş ki balıkçı başına hiç bir şey gelmeyeceğinden emin, kadını dinlememiş.

balıktan döndüğünde evde hiç kimseyi bulamamış, tekerlekli sandalyesi ile etrafta soruşturmuş ama nafile. balıkçı bütün gece uyuyamamış, sabah doğru birileri gelmiş, dediklerine göre kıyıya genç bir kadının cesedi vurmuş ve kendisinden tanıyıp tanımadığını görmek için sahile gelmesini istemişler.

balıkçı hemen anlamış bunun sevgili olduğunu, yıllardır kalkamadığı tekerlekli sandalyesinden bir anda kalkmış ve sahile koşmaya başlamış. vardığında rüzgar sertleşmiş ve deniz dalgalıymış, yıllardır kendisine bakan, menekşelerini sulayan, aşık olduğu kadının cansız bedeni kumsalda yatıyormuş.




Başka bir rivayetse;

Şarkıyı yazan kişi ve sevgilisi yaz tatilinde bir gece içerler içerler sonra kız tutturur denize girelim diye. kafaları güzel denize girerler. kız açılır denizde ve dalgalar onu alır götürür, çocuk bütün gece onu arar bulamaz, sabaha kadar bekler. bunun üzerine yazılmış bir şarkıymış, o yüzden dalgalar diyor gelmeyeceksin diye.
böyle acıklı bir hikayesi varmış.




Ekşisözlükte şarkı hakkında bulduğum başka bir yazı da şöyle;

Gerçek hikayesi şu şekildedir, tabi yıllar öncesinde geçiyor, x hastanesinde çalışan doktor hastahane de tedavi gören kanser hastasına genç kıza aşık oluyor. kızın en sevdiği çiçek menekşe, odasında hep menekşeler olurmuş ziyarete gelenler getirirmiş ve en sevdiği renk de mor ve mavi tonları, mavi sevgisi de deniz den gelirmiş... bunlar sevgili olurlar ve evlilik planları yaparlar. kız her genç kız gibi deniz kenarında bir evde yaşamak ister. tabi hastalık çok ilerler ve doktor bir an önce deniz kenarında ki o evi alır... camların kenarlarına menekşeler koyar ve duvarları maviye boyar, kız o akşam otobüse binip sabaha gelecektir ve adam da süpriz yapacaktır ama geç saatlere kadar haber alamaz sonra sabaha karşı telefon gelir ne yazık ki kızın ömrü yetmemiştir oraya kadar gelmeye, yolda vefat etmiştir.