Bir ayrılış hikayesi | Nazım Hikmet [Şiir]

Опубликовано: 06 Июнь 2019
на канале: I'm a voice for the lonely
3,211
119

#NazımHikmet #birayrılışhikayesi #şiir #afnalbantoglu #şiirbaba
-
Seslendirme - Ahmet Faruk Nalbantoğlu
-
Instagram @afnalbantoglu
-
Canlarım ciğerlerim,
Kanalımıza abone olarak, videoları beğenerek, yorum yazarak veya paylaşarak destek verebilirsiniz. Gözlerinizden tebessüm, kalbinizden sevgi eksik olmasın.
-
Bu şiir benim geçmişim, geleceğim, hayatım, acım, sevincim... Bu şiir ta kendim. Bu şiir beni paramparça ediyor ve ömrüm boyunca da paramparça edecek. Bu şiir beni yıkıyor evet ama aynı zamanda da ayakta tutuyor. Daha kötüsü olamaz diyorsun oluyor en kötüsü oluyor alışıyorsun.
Geçmişi değiştiremiyorsun ama geleceği de geçmişin içinde yaşıyorsun. Geleceğimi hep geçmişin içinde yaşayacağım ne yazık ki. Geleceğim benim geçmişim. Her yeni güne değil de, her zaman geçmiş eski güne uyanıyorum. Hayatımda değişen hiçbir şey olmuyor tıpkı bu şiir gibi kalakalıyorum öylece geçmişimin satırlarında....
Bazen siyah ve beyaz gibi düşünüyorum geçmişimi ve geleceğimi siyah geçmişim beyaz ise geleceğim diyorum ama ben siyahı çok seviyorum siyahı çok seviyorum. Siyahı çok sevdiğim için tüm beyazları siyahlaştırıyorum. Ben siyah-beyaz, geçmiş-gelecek ikilemlerinde artık yaşayamıyorum. Dayanılmaz bir acı veriyor bu ikilemler bana. Her şey farklı olabilirdi diyorum. Asıl siyahı beyazlaştırabilirdim diyorum fakat ben bile simsiyah olmuşken beyazın hiçbir hükmü olmayacağını biliyorum. Siyahı seviyorum. Ve siyahı sevmek beni günden güne öldürüyor. Nereye kadar böyle gider bilinmez ama benim tüm beyazlarımın öldüğünü bilmenizi istiyorum...
Sinem Kurt
-
Sinem Kurt canım ciğerim istedi. Kendisine ithaf olunur.
-
Nazım Hikmet şiirleri:    • NAZIM HİKMET ŞİİRLERİ - ŞİİR BABA  
-
Şiir sözleri


Bir Ayrılış Hikayesi - Nazım Hikmet

Erkek kadına dedi ki: - Seni seviyorum, ama nasıl? avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak kırasıya, çıldırasıya... Erkek kadına dedi ki: - Seni seviyorum, ama nasıl? kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz, yüzde yüz, yüzde bin beşyüz yüzde hudutsuz kere yüz... Kadın erkeğe dedi ki: - Baktım dudağımla, yüreğimle, kafamla; severek, korkarak, eğilerek, dudağına, yüreğine, kafana. Şimdi ne söylüyorsam karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana... Ve artık biliyorum: Toprağın Yüzü güneşli bir ana gibi En son, en güzel çocuğunu emzirdiğini... Fakat neyleyim saçlarım dolanmış ölmekte olanın parmaklarına başımı kurtarmam kâbil değil! Sen yürümelisin, yeni doğan çocuğun gözlerine bakarak... Sen yürümelisin, beni bırakarak... Kadın sustu. SARILDILAR Bir kitap düştü yere... Kapandı bir pencere... AYRILDILAR...